Cemaliye Volkan - Makale                           Ana Sayfa.gif (335 bytes)

Doğu Akdeniz'de yar alan Kıbrıs adası, stratejik önemi nedeniyle geçmişte olduğu gibi 21.yy'da sermeyenin odağı olmaya devam etmektedir.Bu nedenle adamız üzerinde uluslararası sermaye ve yerli işbirlikçilerinin oynadığı oyunlar ve yazdığı senaryolar Kıbrıs halkını savaş korkusu ile iç içe, ada üzerinde yaşamaktan uzak bir yaşam sürmektedir.

Barışa susamış olan Kıbrıs Halkının bu hedefeine ulaşabilmesi için aktif olarak mücadele etmesi adanın ve ada üzerinde yaşayan hem Kıbrıslı Türk ve hemde Kıbrıslı rum halkının geleceği için önemlidir. Bunun için başta sendikalar olmak üzere bütün kitle örgütlerinin her iki tarafta da halkı bu hedefe yönlendirmenin yollarını bulmalıdır.

Son günlerde dünya medyasından izlediğimiz kadarıyla, küreselleşme salgının, gelişmekte olan ülkeleri yoksulaştırdığı söylemiyle küreselleşme karşıtı kitlelerden protesto sesleri yükselmektedir. Her ne kadar dünya medyası kapitalist tekellerin elinde olsa da bu tepkiler evrensel bir boyuta ulaştığı için konu ile ilgili haberler kısa da olsa verilmaktedir.

Yaz aylarında Amerika ' nın Seattle eyaletinde Dünya Bankasının (IMF )düzenlediği toplantının Küreselleşme karşıtları tarafından protesto edilmesiyle başlayan gösteriler, Dünya bankasının Prag'ta düzenlediği toplantının, her ülkeden gelen kitlesel gösterilerle protesto edilmesiyle devam etmektedir. Geçtiğimiz günlerde Avustralyada küreselleşmeye karşı on binlerce emekçinin katıldığı bir mitingin düzenlenmesi dünya emekçilerinin karşı emeğin asırlarca verilen mücadelelerle elde ettiği kazanımlarının sermayenin örgütlü saldırılarına karşı kurban edilmeyeceğinin bir göstergesidir. 

Ülkemizde de Kıbrıs sorunun çözümü konusunda olumlu adımların atılamamasından dolayı karşı karşıya kalınan siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel sorunlar tırmanmaktadır. Bütün bu sorunlarla boğuşmak durumunda olan Kıbrıs Türk insanı, bazı sendikaların reformist yaklaşımlarla ''Sarı Sendika ''konumuna düşmesi nedeniyle zor günler yaşamaktadır.

Çalışanların sendikalarına olan güvenlerinin azalmasının nedenlerini şöyle sıralayabiliriz:

1. Yönetenlerin , yaptıkları yanlış uygulamarla çalışanlarının örgütlü gücü olan sendikaların karşı çıkışlarını ve toplumun siyasal, sosyal, ekonomik,kültürel KAOS'tan çıkması için sunduğu önerilere kulak asmayarak vurdumduymaz bir tavır izlemesi;

2. Kamuoyuna örgütünü etkin olarak lanse eden bazı sendika yöneticilerinin çalışanların hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek yerine, kazanılmış hak ve menfaatlerin tırpanlanmasına sendika yöneticilerinin çıkarı için göz yumulması (devletten ödenekli 365 gün izinli profesyonel sendika yöneticisi istihdamı v.b.);

3. Sendikaların etkin, kıran kırana bir kavga verebilmesi için mali gücünün yetersizliği;

4. Hukukun Üstünlüğü , Sosyal Adelet gibi ilkelerin sadece yasalarda yazılı olup uygulanmamasından dolayı, meclisten onay aldığı halde uygulamada göz ardı edilen İLO sözleşmelerinin kaale alınmaması;

                                                                                                             Cemaliye Volkan

Yazışma Adresim: cp433@dostmail.com
Copyright © 2000, Salih Cemsal. All rights reserved. Yapım Tarihi:  Salı Ekim 24, 2000.
Hazırlayan: Mete KORMAN - Lefkoşa KKTC